ihya.org

ahot

Son aşama olarak hafıza eğitimi başlığındaki konumuza bakabilirsiniz.

AHOT Nurettin Özdemir tarafından hazırlanmıştır. AHOT teknikleri bilgisayar uygulamalı olarak
Denizli dersanesinde ders olarak verilmeye devam etmektedir. Programı sipariş yada daha fazla bilgi için Denizli Dersanesine müracaat edebilirsiniz.

Bakınız: (bilgisayar, ahot, hafıza eğitimi)

[B][COLOR=red][SIZE=3]DİKKAT DAĞINIKLIĞI [/FONT][/COLOR][/B]


Çoğu zaman kendimizi okuduğumuz metne tam olarak veremeyiz. Bu durumda ya saatlerce kitabın başında hiç bir şey anlamadan vakit geçiririz. Ya da çabuk sıkılarak hemen okumayı bırakırız.

Bu durumun iki temel sebebi vardır:

a) Kişinin kendinden kaynaklanan sebepler: Psikolojik veya fizyolojik rahatsızlıklarımız, yorgunluk, ilgi eksikliği, günlük problemler vb. bu durumlar devam ederken okumaya çalışmamız nafiledir. Çünkü okusak bile anlama zayıftır.

b) Kişinin çevresinden kaynaklanan sebepler: Kitap okuduğumuz ortamın okumaya elverişli olmaması veya çevremizdeki insanların bize destek yerine köstek olmaları veya çevremizdeki menfi şartların bizi rahatsız etmesiyle okumanın veriminin düşmesi kaçınılmazdır.

Bu iki durumda genellikle şu şikayetler görülür.

1. Dikkatimi yaptığım işe veremiyorum.

2. İşlerimi yetiştiremiyorum.

3. Okuduklarımı ya da dinlediklerimi tam anlayamıyorum.

4. Her şeyi unutuyorum.

5. Bir türlü istediğim başarıyı elde edemiyorum.

Bu durumda yapılması lazım olan şey problemin kaynağını veya kaynakların çok iyi tespit edip onların ortadan kaldırılmalıdır. Dikkat dağınıklığının ortadan kaldırılmasının yollarını iki ana başlık altında toplayabiliriz.

[B]A) DİKKAT DAĞINIKLIĞI BİZDEN KAYNAKLANIYORSA [/B]

Dikkat dağınıklığının ortadan kaldırılmasının ilk şartı teşhisi çok iyi yapabilmektir. Çünkü insanlar genellikle hatalarını görmeme ve kabul etmeme eğilimindedir. Bu durumda yapılması gerekenler şunlardır.

1. Hasta isek rahatsızlığımızı ihmal etmemeli mutlaka tedbirini almalıyız. Oysa insanlar genel olan hastalığı son raddeye getirmeden doktora gitmez. Çoğu zaman da acile kaldırılırsa problemin büyüklüğünü anlamış olur.

Psikolojik bir rahatsızlığımız varsa bunu görmezlikten gelmemiz doğru olmaz. Bu problemi kendimiz halledebiliyorsak ne ala halledemiyorsak mutlaka bir uzmandan yardım alınmalıdır.

Psikolojik rahatsızlıkların sebeplerinden bir kaçını şu şekilde açıklayabiliriz.

Yapmak isteyipde yapamadığımız bir olay

Tercih yapmak zorunda kaldığımız durumlar

Yapmak istediğimiz olaydan birini seçmek zorunda kalmamız.

Çok istediğimiz fakat yaptığımızda kötü sonuçlarına katlanmak istemediğimiz bir çok olay .

Kalıtım veya çevreden kaynaklanan sebepler.

Bu durumda olan insanlar ne yapacağını bilmezler. Anlamsız korkuları vardır. Heyecan belirtileri görülür. Aşırı güven duygusu içindeymiş görüntüsü vermeye çalışırlar, çok çabuk sinirlenebilirler, sürekli gergindirler, durgundurlar, hızlı konuşurlar, aşırı el kol hareketleri yaparlar, alıngandırlar, zamanları hiç yoktur, normal olaylara aşırı tepki verirler.

Bu durumda yapılması gereken en uygun davranış kişilik ve içinde bulunulan ortam çok iyi tanınmaya çalışılarak belli zamanlarda kas dinlendirme ve nefes egzersizleri kullanılmasıdır. Bu çözümler yetmiyorsa uzman bir kişiden yardım alınmalıdır.

3. Yorgunluk fazla ise dinlenmeyi ihmal etmemelidir. Ne yazık ki insanların çok büyük bir bölümü dinlenmenin önemini anlayamamaktadır. Aslında en büyük tembellik verimsiz çalışmadır. Çünkü kendi kendimizi kandırmış oluruz. Oysa belki kısa bir süre dinlenmek verimi çok daha fazla artıracaktır.

4. İlgisiz ve isteksiz yapılan hiçbir işten fayda gelmez. Bir işi mutlaka yapmak zorundaysak onu sevmeye çalışmalıyız. Çünkü insan sevmediği bir şeyi öğrense bile kendiliğinden o bilgiyi unutacaktır. Yarışma ödül ve ceza gibi faktörler uygulayarak yaptığımız işi zevkli hale getirebiliriz.

5. Günlük problemleri halledemiyorsak pozitif düşünmeyi öğrenmelidir. Daha önce anlatıldığı gibi çiftçi eğer sabanına takılan taşı illa kaldıracağım diye uğraşırsa hem zaman kaybeder hem de sabanı kırabilir. Bizde hayatta ufak tefek problemleri görmemeliyiz. Yani problemi çözemiyorsak onu fazla büyütmemeli hayatı normal akışına bırakarak huzurlu bir şekilde yaşamaya çalışmalıyız.

[B]B) DİKKAT DAĞINIKLIĞI ÇEVREDEN KAYNAKLANIYORSA[/B]

Ne yazık ki insanoğlu her şeyi gönlünce yapamaz. En mükemmel şekilde yaşadığına inandığımız insanların bile bir çok eksiği vardır. Bu durumda elimizden geldiği kadar çevremizden gelen problemleri çözdükten sonra çözemediklerimize beraber yaşamaya alışmalıyız.

Bu durumda yapılacakları şöyle sıralayabiliriz:

1. Çevremizdekileri kırmadan hayır demeyi becerebilmeliyiz.

2. Hoşumuza gitmeyen davranışları desteklemeyerek ortadan kaldırmaya çalışmalıyız.

Olumlu davranışları pekiştirerek devamını sağlamalıyız.

Çevremizde okumamızın verimini engelliyecek faktörler ortadan kaldırılmaya çalışılmalıdır.

Çevremizi olumlu yönde değiştirmeye çalışmalıyız. Pasif kalmamalıyız.

Kişi problemleri görmezden gelerek bu problemini aşamaz. Sürekli gelişmeye açık olmalıdır. Eksikliklerini tespit ederek gerekirse uzman bir insandan da yardım alarak meselelerini ortadan kaldırmaya çalışmalıdır.

[COLOR=blue][B]UYGULAYICIYA NOT[/B][/COLOR]

1.Konu öğretmen tarafından anlatıldıktan sonra ilgili yazı okunarak testi çözülür ve sonuç değerlendirilir.

2.Dikkat testi uygulanır.

3.Bir yazı seçilerek aynı kelimeden kaç tane olduğu bulunur.

4. Nefes ve kas dinlendirme egzersizleri yapılır.

Bakınız: (ırak, din, yol, insan, akıl, dil, kelime, çiftçi, nebî, acı)

[COLOR=blue][SIZE=3][B]AKTİF OKUMA VE BEYİN [/B][/FONT][/COLOR]

İnsan eğer doğru bir okuma yapmak istiyorsa organlarını tam olarak kullanmayı bilmelidir. Yani nasıl 1980 model bir arabayla köy yolunda saatte 220 km hız yapılamazsa. Bunun için son model bir arabayla uygun bir yol lazımsa anlayarak hızlı okumak için de sağlıklı kullanılan göz ve beyin lazımdır. Yetişkin bir insan beyninde ortalama 1 trilyon hücrenin olduğu tahmin edilmektedir. Öğrenmelerde beyindeki hücreler arasındaki bağlar kurulması ile gerçekleşir. Beynin kapasitesini anlamak için şöyle bir örnek verilebilir. Dünya üzerinde yaklaşık olarak 2500-3000 dil ve bu dillere ait 250 milyon civarında kelime olduğu tahmin edilmektedir. Bir insan bütün dilleri öğrense bile beyninin sadece %5'ini doldurabilecektir. Zaten beynini en iyi kullanan kişilerin bile sadece %10-15 kapasiteyle kullandıkları söylenmektedir. Beynimizdeki bütün bağlantıları arka arkaya bağlayacak olursak buradan aya kadar rahatlıkla yetecek bir ip elde etmiş oluruz. Ayrıca insanoğlu beynin fonksiyonlarını yerine getirecek bir bilgisayar yapmak istese büyüklüğü dünyanın üç katı kadar olurdu. Beynin kullandığı elektrik dışarıdan verilmek istense İstanbul'un tükettiği elektrik kadar her insan elektrik sarf ederdi.

İnsan beyninin kapasitesini bu şekilde anlattıktan sonra şunu belirtelim ki ne kadar okursak beynimizi o kadar iyi kullanabiliriz. Bilgi düzeyimiz ne kadar fazla ise okuma ve anlama hızımız o kadar artacaktır. Çünkü insanda algıda tamam olarak ifade ettiğimiz bir özellik vardır. Kişi daha önceden gördüğü kelimeleri daha hızlı görüp tamamlayabilir. Fakat insanların bir çoğu fazla okumanın insan beynine zarlı olacağı şeklinde yanlış bir kanaatle okumaya soğuk bakmaktadır.

Gözün görmesi hadisesi aslında beynimize ulaşan elektrik sinyallerinden ibarettir. Yani görme hadisesi beynimizin hiç girmediği beynimizin bu bölgesinde yaşanır. Bir nesneden gelen ışık demetleri retina üzerine ters olarak düşerler. Burada elektrik sinyaline dönüşen görüntü beynin arka tarafındaki görme merkezine ulaştırılır. Görme merkezi dediğimiz küçücük bir alandır. Bir ışığı ve sıcaklığı hissettiğimiz zaman bile beynimizin bu bölgesinde ne ışık ne de ısı vardır. Kısaca beynimiz ve gözümüz dış dünyayı algılamada kullandığımız birer araçtırlar. Siyah beyaz ve 37 ekran televizyonla 70 ekran renkli görüntü elde edemeyeceğimiz gibi alıştırma yapılarak geliştirilmemiş, özelliklerini tam olarak bilmediğimiz bir beyin yada gözle hızlı okumayı sağlayamayız

Aslında insanoğlu eski zamanlardan beri her alanda en az enerji ve zaman harcayarak en üstün verimi elde etmek için çalışmalar yapmıştır. Özellikle anlayarak hızlı okuma konusunda büyük alim İmam-ı Gazali, İbni Haldunların tavsiyeleri vardır. Ne yazık ki günlük uğraşın ve koşturmaların içinde bu tür yararlı çalışmalar ihmal etmişlerdir.

Mesela çoğu insan gözün okuma esnasında satır üzerinde düz bir çizgi takip eder gibi kayarak ilerlediğini düşünür. Oysa doğrusu öyle değildir. Göz satır üzerinde okuma yaparken tabiri caizse çekirge gibi ilerler. Yani başta sabitleşip kapasitesine göre sağdaki ve soldaki kelimeleri okur. Zıplar, sabitleşir sonra tekrar sağdaki ve soldaki kelimeleri okur. Okuma böyle gerçekleşir. Okuma işleminde geçen sürenin %80'i duraklamada, %20'si sıçramalarda geçmektedir. Kötü okuyucunun hem duraklama sayısı, hem de duraklamalarda harcadığı vakit fazladır. Böyle okuyucular kelime kelime hatta heceleyerek okurlar.

Anlayarak hızlı okumanın mantığı da buna dayanır. Yani okurken duraklama sayısını ve duraklamadan kalma süresini azaltabilen okuyucu hem dikkati dağılmadığı için daha iyi anlar, hem de daha hızlı okuduğu için daha az enerji ve zaman harcayarak daha çok okur.

[B]Bunları yapabilmek için de:[/B]

1- Okuma hızını düşüren durumların tespit edilip ortadan kaldırılması gerekir.

2- Gözün görme alanının genişletilmesi lazımdır.

3- Verimli okuma yöntemleri öğrenilerek okunmalıdır.

4- Yazının türüne göre esnek okuma yapabilmeyi öğrenmelidir. Yani okumanın amacımızı belirleyerek ona göre okuma yapılmalıdır. Ya da yazının zorluk şekline göre okuma şekli belirlenebilmelidir.

Okuma yapılan ortam sağlıklı hale getirilmelidir.

Aktif okuma öğrenilmelidir.

Okuyucunun ruhi, bedeni durumu sağlıklı olmalıdır.

8- Hafızayı tam kullanma yöntemleri tam öğrenilmelidir.

9- Dikkat yoğunlaştırma yöntemleri öğrenilmelidir.

10-Kültür düzeyi ve kelime hazinemiz artırılmalıdır. Böylece ana dilimizi doğru kullanma sağlanmalıdır.

11- Okurken geriye dönüşler engellenmelidir.

Bütün bunlar yapılabilirse organlarımızı tam ve verimli olarak kullanabiliriz. Bunları yapamazsak okulda ya da hayat sınavında bizimle yarışan insanlara yenilmeye mahkum oluruz.

[COLOR=blue][B]UYGULAYICIYA NOT[/B][/COLOR]

Konu öğretmen tarafından anlatıldıktan sonra öğrenci ilgili parçayı okur ve testi yaptıktan sonra sonucu değerlendirir.
Her gün en az üç yeni kelime öğrenme.
Kollar düz olarak ileriye doğru uzatılır baş parmaklara bakılır. Baş parmaklar ters yönde açılarak gözün görme alanı genişletilmeye çalışılır.

Bakınız: (dünya, din, imam-ı gazzâlî, nil, hadis-i şerif, yol, insan, akıl, kültür, dil, özel, kelime, ecel, nebî, acı, gül, bilgisayar)

[SIZE=3][COLOR=red][B]AKTİF OKUMA [/B] [/COLOR][/FONT]

[B]Okuma:[/B] İnsanların birbirleriyle anlaşmak için geliştirdikleri yazılı sembollerin anlaşılır hale getirilerek, kavranması ve lazım olduğunda günlük hayatta kullanılması yeteneğini kazanma faaliyetidir.

Nasıl her bakan insan görmüyorsa, aslında her kitabı eline alıp sayfalarını çeviren insan da okumuyordur. Çünkü okumanın sadece bakmak, hatta görmek olmadığı açıktır. Yani öğrenilmeyen, davranış değişikliklerine sebep olmayan bilgi okunmuş sayılmamalıdır. Bunun da tam olabilmesi için bilginin 3 aşamadan geçmesi gereklidir.

[B]A- Okumadan Önce Yapılacaklar:[/B] Yaptığı işi sevmeyen, o işe kendini vermeyen bir insandan başarı ve verim beklenemez. Bir okuyucunun tabiri caizse eli işte gözü oynaşta ise verim baştan azaltılmış demektir. Kısaca dikkatin tam olarak toplanıp, okumanın şuurlu yapılabilmesinin şartları sağlanmalıdır. Bu da 3 aşamada yapılabilir.

[B]1- Hedef:[/B] okumanın hangi gaye için yapılacağı günde ne kadar yapılırsa yeterli olacağı düşünülmelidir.

[B]2- Plan:[/B] Hangi kaynaktan, ne zaman, neredene kadar süre, ne şekilde, kimlerle okunacağına önceden karar verilmelidir.

[B]3- Ortamın Hazırlanması: [/B]Aşırı soğuk yada sıcak, aşırı rahatsız veya rahat, aşırı aydınlık veya karanlık, havasız, yatarak yapılan bir okumada verim mutlaka düşer. Düzenli ve sessiz bir ortamda, masa başında yapılan okuma daha verimlidir. Kitapla göz arasındaki mesafenin yaklaşık 30 cm (iki karış) olması, kitabın hafif eğik tutulması, okuma için uygundur. Fakat ortamlar sağlanmadığı için okumaktan vazgeçmek anlamsızdır. Çünkü gelişmiş ülkelerin tatile geldikleri ülkemizde dahi güneşlenirken, otobüs yolculuğunda bir şeyler okumaya çalışmaları bize güzel bir örnek olması gerekir.

[B]B- Okuma Sırasında Yapılacaklar:[/B] Daha önceden de belirttiğimiz gibi "kendi bur da aklı başka yerde" pozisyonunda bir okumadan verim beklenemez. Bunun için okuma sırasında bazı hususları göz önünde bulundurmalıdır. Bunları şöyle sıralayabiliriz.

[B]1- Not Alma:[/B] İnsan bir konuyu 7 defa okumaktansa bir defa yazsa daha kalıcı olur. Bunun için mümkünse okunan metnin önemli yerleri kısa kısa düzgün kağıtlara açık ve anlaşılır bir şekilde not edilmelidir.

[B]2- Satırların Altını Çizme:[/B] Eğer not almaya vaktimiz yoksa kitabın önemli yerleri kurşun kalemle ve fazla karalanmadan çizilmelidir. Çünkü sadece okunup geçilen metinler tam anlaşılmayacaktır.

[B]3- Tekrar Tekrar Okuma:[/B] Bir bahis anlaşılmadıysa onun üzerinde çok fazla durup zaman kaybetmemelidir. Bu bahis geçilmeli, konuyu bitirdikten sonra tekrar aynı mevzu okunmalı, lüzumluysa sözlük kullanılarak, başka kaynaklardan araştırarak konu tam öğrenilmeye çalışılmalıdır. Anlaşılmayan ya da eksik anlaşılan konunun unutulması çok kolaydır. Fakat bir bilgi tam öğrenildiyse, hele hele kişi bilgiyi kendine mal ettiyse kolay kolay unutmayacaktır. Yani bilginin tam anlaşılabilmesi için öğrenme eşiğinden geçinceye kadar tekrar etmekte fayda vardır.

[B]C- Okuduktan Sonra Yapılacaklar:[/B]Okunulan konular ihtiyaç duyulduklarında tekrar hatırlanamayacaksa okumanın ne faydası vardır? O halde bilgiler unutulmamalıdır ki bir işe yarasınlar. Unutmanın olmaması için bilgileri okuduktan sonra kullanabilmenin belli şartları vardır.

[B]1- Saklama:[/B] Okunulan bir konunun hafızada saklanabilmesi için belirli aralıklarla düzenli olarak tekrar edilmesi lazımdır. Çünkü kullanılmayan bilgiler zamanla unutulurlar. Kırık dökük bu bilgilerden bir şeyler hatırlansa bile bunların büyük bir bölümü sistemli bir şekilde bozulmuştur.

[B]Hatırlama:[/B] Bir bilginin hatırlanması isteniyorsa o bilgi önyargı duyulmadan belli zamanla canlandırılmalıdır. Sevilmeyen olay, durum ve kişilerle ilgili bilgiler zamanla kendiliğinden kullanılmaz hale gelecektir.

[B]Kullanma: [/B]İhtiyaç duyulduğunda bir bilgi kullanılmak isteniyorsa başka bilgilerle karıştırılmamalıdır. Bunun için de öğrenilen bilgilerin günlük hayatta belli zamanlarda, yeri geldikçe kullanılması önemlidir.

---------------------------------------------

[COLOR=blue][B]UYGULAYICIYA NOT[/B][/COLOR]

Konu öğretmen tarafından anlatıldıktan sonra öğrenci ilgili parçayı okur. Daha sonra ?aktif okuma? testi uygulanarak sonuç değerlendirilir.
Belli konular seçilerek ana fikir bulmaya çalışılır.
Belli konular seçilerek 5N-1K formülü uygulanır. (ne, ne zaman, nerede, niçin, nasıl ve kim)
Belli konular seçerek ön okuma (göz gezdirme) yöntemiyle okuma.


Bakınız: (yolcu, kalem, din, aşk, nil, yol, insan, hedef, dil, kazâ, acı, saklama, hatırlama)

[B][SIZE=3][COLOR=red]OKUMA FRENLERİ [/COLOR][/FONT][/B]


Okuma hızının artırılması demek okuma için ayırdığımız sürede okuduğu kelime sayısını artırma demektir. Okuma hızımızı belirleyen daha önce edindiğimiz alışkanlıklardır. Çünkü geçmişte doğru öğrenilmemiş birçok bilgi yanlış yapa yapa alışkanlık haline gelir. Bu alışkanlıkları değiştirmek ise sıfırdan bir şey öğrenmekten daha zordur. Gerçi bir metni yavaş okumamıza sebep olabilecek birçok sebep olabilir. Mesela, okunan metnin zorluğu, okuyucunun kültür düzeyi, kelime dağarcığı, zeka seviyesi, anlama becerisi, hafızasını kullanabilme yeteneği, göz eğitimi vb. Fakat bunların en önemlisi yavaş okuma alışkanlıklarıdır.

Kişi anlayarak okuma hızını artırmak istiyorsa bu alışkanlıkları çok iyi tespit ederek ortadan kaldırmaya çalışmalıdır. Bu alışkanlıkları şöyle sıralayabiliriz.

[B]1. Yüksek Sesle Okuma[/B]

Daha önce de belirttiğimiz gibi sesli okuma, başkalarının bizi daha iyi anlaması ya da güzel konuşma yeteneğini geliştirmek için yapılmalıdır. Çünkü en hızlı sesli okuma 1 dakikada 200 kelimeyi geçmezken, normal bir okuyucu bile sessiz olarak 1 dakikada bu hızı 2-3'e katlayabilir. Hatta bırakın yüksek sesle okumayı dudakların kıpırdatılması, içimizden seslendirme vb. durumlar bile okuma hızını azaltır ve dikkatin dağılmasına sebep olduğu için anlamayı da düşürür. Yapılan araştırmalar, beyne giden sinirler kulaklara giden sinirlerden 25 defa daha kuvvetlidir. Yani sadece beyinle okumak çok daha avantajlıdır. Ayrıca bu tür okumalarda bütün duyu kullanıldığı için dikkat çok daha kolay dağılır.

Kısaca anlayarak hızlı okumada ilk kazanılması lazım olan alışkanlık sessiz okunacak durumlarda sessiz, sesli okunacak durumlarda sesli okumak. İki okuma türünde hakkını verebilmektir.

[B]2. Kelimeleri Tek Tek Okuma Ya da Heceleyerek Okuma [/B]

Sessiz okumanın temeli duraklama sayısını ve duraklamada kalma süresini azaltmaktır. Yani bir duraklamada birden fazla kelime, hatta satır görme yeteneği kazanan kişi hızlı okuma alışkanlığını kazanmış olur.

Fakat bazı okuyucular kelimeleri tek tek okudukları için dikkatleri çabuk dağılır ve ana fikri yakalayamazlar. Ayrıntılarla uğraştıkları için gözün sabitleşme ve sıçrama süreleri uzar. Bu durum da anlayarak okuma hızını yavaşlatır. Çünkü kelimelerin tek tek anlamını anlamak önemliyse de okumada asıl önemli şey kelimelerin meydana getirdiği cümleyi anlamaktır.

Yani tek tek ağaçlarla ilgilenirken ormanın anlaşılması zordur ve daha uzun süre alır. Oysa dışarıdan bütün ormanı incelemek daha kolaydır. Yani genelden özele, bütünden parçaya gelerek konu anlaşılmaya çalışılmalıdır.

Not: Süleyman Hilmi Tunahan hazretlerinin zor şartlarda talebelerini okuturken - Evladım anlamadığınız yerleri geçiniz. Mevzuu anlayınca o kısmı da anlamış olursunuz. Babalarınız çift sürerken sabanın önüne taş gelirse sabanı kaldırır ve taşı aşırıp devam eder. Zorlayıp ta sabanı kırmazlar. Sizde öyle yapınız diyerek tavsiye ettiği yöntem budur.

[B]3- Sık Sık Geriye Dönüp Okuma[/B]

Acemi okuyucu daha iyi anlarım düşüncesiyle sık sık geriye dönerek okudukları kelimeleri tekrar tekrar okular. Kelimeleri tek tek okudukları için de hem çabuk yorulurlar hem de dikkatleri dağılır. Böyle okuyucular kendine güven duymadıkları için okudukları kelimeleri tekrar tekrar okuyabilirler. Bu durum anlamalarını iyice zorlaştırdığı için okumaktan çabuk bıkarlar. Sıkıldıkları zaman da hemen okumaktan vazgeçerler.

Usta okuyucular ise kendilerine güvendikleri hiç geriye dönüş yapmazlar. Ayrıca bir bakışta birkaç kelimeyi hatta birkaç satırı gördükleri için kısa sürede birçok konuyu okuyabilirler. Hem de konuyu iyi anladıkları için okuduklarından zevk alırlar.

[B]4- Pasif Okuma[/B]

Birçok okuyucu kitabın başında saatlerce kaldığı halde okuduğundan hiç bir şey anlamadan zamanını boşa geçirir. Okuduğumuz ortam ve okuma şeklimiz okumaya elverişsizse, okuduğumuz yazıya ilgi duymuyorsak, aşırı yorgun ya da canımız sıkkınsa, hastaysak bu durum daha da çok ortaya çıkarKendimize eğer bir çalışma için zaman ayrılıyorsa ne olursa olsun o çalışmadan bir verim elde edilmelidir. Yoksa "Dostlar alışverişte görsün" anlayışı ile yapılan hiçbir işten hayır gelmez.

Burada usta okuyucuların yapması gereken kendimizi ve ortamı, okumadan en üst verimi elde edebilecek duruma getirdikten sonra okuduğumuz yazının ana fikri, yazarın düşünce ve olaylara bakış biçimini, üslubunu anlamaya çalışarak okumaktır. Ayrıca hızlı okursan anlayamam gibi yanlış bir düşünce varsa bu da pasif okumaya sebep olur. Bu yanlış düşünceden en kısa sürede kurtularak aktif okuma alışkanlığı kazanmalıdır.

[B]5- Okuma İdmansızlığı[/B]

Nasıl antrenmanlarına devam eden futbolcunun başarılı olması ihtimali yüksekse sürekli okuma antrenmanı yapan, bu konuda ilmi verilerden yararlanarak kendini geliştiren kimsenin de başarılı olma ihtimali yüksektir. Bu durum kendini geliştirmek isteyen insanlar için çok önemlidir. Çünkü insanın öğrendiklerinin %83'ü görme (daha çok okuma), %11 işitme, %3,5 koklama, %1,5 dokunma, %1 tatma yoluyla gerçekleşir.

Yani bilgi ve kültür düzeyi eksik, kelime dağarcığı yetersiz, anadilini bilemeyen bir okuyucunun anlayarak hızlı okuma şansı zayıftır.

-----------------------------------------------

[COLOR=blue][B]UYGULAYICIYA NOT[/B][/COLOR]

Konu öğretmen tarafından anlatıldıktan sonra öğrenci ilgili yazıyı okur. Daha sonra ?pasif okuma? testini uygulanarak sonuç değerlendirilir.

Seçilen bir yazıyı tersten okuma alıştırmaları yapılır. Ayrıca satırın başındaki veya sonundaki kelimeleri yukardan aşağı , aşağıdan yukarı vb şekillerde okuma alıştırmaları yapılır.


Bakınız: (ırak, din, aşk, nil, yol, insan, kültür, dil, özel, kelime, ırmak, ecel, kazâ, hilm)

[B][COLOR=red][SIZE=3]OKUMA TÜRLERİ [/FONT][/COLOR][/B]


Anlayarak hızlı okumada dikkat edilmesi icap eden en önemli hususlardan biri de hangi yazının ne şekilde okunacağını bilmektir. İnsanların çoğu bu duruma dikkat etmedikleri için zaman kaybı çok fazla olmaktadır. Okuma hızını düşüren en önemli sebeplerden biri sesli okumadır. Oysa insanların büyük bir ekseriyeti daha iyi anlamak düşüncesiyle sesli okur. O halde bu durumu açıklamakta fayda vardır.

Genel anlamıyla okumayı ikiye ayırmak mümkündür.

[B]A- Sesli Okuma: [/B]

Genellikle bir yazıyı başkalarının anlaması için yapılır. Bir panel ya da konferansta veya televizyon, radyo sunucusu olan kişilerin kullandığı yöntemdir. Hattı zatında bu niyetle yapılan konuşmalar da çok ilgi çekici olmaz. İyi konuşmacı mutlaka bir yazılı metin ayarlar fakat sadece ona bakarak konuşmaz. Çünkü bu durum dinleyiciler tarafından çok sıkıcı bulunur ve çekilmez bir işkence olur.

Bazı kişiler kendi başlarına ders çalışırken, kitap okurken vb. durumlarda da sesli okuma ihtiyacı duyar. Bu durum hem anlamayı güçleştirme hem de hızlı okuma açısından çok yanlıştır. Çünkü en iyi okuyucu bile sesli okuyarak, bir dakikada 120-200 kelime okur. Bundan daha yavaş okuyan kimselerin okuması sıkıcı, hızlı okuyanlarınki ise anlaşılmaz olur. Bu iler ki bölümlerde de anlatılacağı üzere anlayarak hızlı okuma için çok yavaştır. Çünkü bu konuda yapılacak az bir çalışmayla bu hız 500-1000 kelimeye çıkarılabilir. Bu durumda daha önce de belirtildiği gibi gereksiz yere sesli okunursa 15 yıllık öğrencilik hayatımızdan 1-1,5 yıl, 60 yıllık hayatımızdan 3-4 yıl kaybetmiş olacağız demektir. Bununla beraber güzel konuşma çalışmaları yaparken her gün belli bir süre sesli okumanın faydası büyüktür. Bu çalışmaları yaparken aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir:

Bir sayfada ortalama 300 kelime olduğu bilinmektedir. O halde iyi bir okuyucu sesli okurken bir sayfayı 2-2,5 dakikada okumalıdır. Bu duruma dikkat edilerek yapılan egzersizler daha faydalı olur.

Eğer kalabalık yerde okuma yapılıyorsa ses tonu ortama göre ayarlanmalıdır. Gürültülü bir ortamda çok kısık sesle okumak nasıl anlamayı güçleştirirse, çok küçük bir yerde bağırarak okumakta dinleyicileri rahatsız eder.

Okurken noktalama işaretlerine dikkat edilmelidir. Hani halk arasında bir deyiş vardır "Çalış çalış adam ol baban gibi, eşek olma" sözünde virgülü başka yere koyarsak anlamın ne kadar değişeceği bellidir. Biz de noktalama işaretlerine dikkat etmezsek okuma yanlış anlaşılabilir. Ya da tam anlaşılamaz.

Okurken dinleyicilerle göz iletişimi mutlaka kurmalıdır. Eğer göz iletişimi sağlanmazsa dinleyicilerin dikkati dağılır.

Aşırı heyecan okumayı etkiler. Bu yüzden olabildiğince rahat okuma yapılmalıdır.

Okuyucu jest ve mimiklerini kullanmalıdır. Jest ve mimiklerin kullanılmaması konuşmayı çok monotonlaştırır. Fakat aşırı kullanılması da kişiyi komik duruma düşürerek dikkati dağıtabilir.

Toplum önünde yapılacak bir okuma mutlaka hazırlıklı olmalıdır. Telâffuzu mümkün olmayan kelimeler önceden tespit edilip çıkarılmalıdır. Hazırlıksız yapılan bir okumanın tam verimli olması mümkün değildir.

Kısaca sesli okumanın asıl amacı okunanların karşıdaki insanlara doğru ve anlaşılır bir şekilde aktarılmasıdır. Bunu bilerek başka çalışmalarda olabildiğince az sesli okumayı kullanırsak daha verimli okuma yapmış oluruz.

[B]B- Sessiz Okuma: [/B]

Asıl okuma budur. Başarılı olmak, bir konuyu çalışıp anlamak için bu okuma kullanılmalıdır. Ne yazık ki insanlar bu okuma türünü tam ve doğru kullanamadıkları için okulda ve hayatta istedikleri başarıyı elde edememektedir. Konunun ilerleyen bölümlerinde bu durum daha ayrıntılı anlatılacaktır.

---------------------------------------------------------

[B][COLOR=blue]UYGULAYICIYA NOT[/COLOR][/B]

Konu öğretmen tarafından anlatıldıktan sonra ilgili parça okunur. Okuma türleri testi uygulanarak sonucu değerlendirilir.

Seçilen bir yazının veya resmin üstü kapatılıp açılarak her seferinde daha fazla kelime veya şekil görmeye çalışma alıştırmaları


Bakınız: (din, aşk, insan, dil, kelime, ırmak, acı, gül)

[B][SIZE=3][COLOR=red]OKUMA YÖNTEMİ [/COLOR][/FONT][/B]

Hayatımızda yaptığımız her işte şuur çok önemlidir. "Saldım çayıra Mevla kayıra" anlayışı ile rast gele yapılan bir çalışma hiç fayda vermez. Çünkü amacı belli olmayan okumayı bekleyen en büyük tehlike şudur. Okuduğu metne kendini verememek. Böylece çok az zaman harcanarak yapılabilecek bir iş için çok uzun zaman harcanır. Dikkat tam yoğunlaşmadığı için de okunan metin doğru olarak anlaşılamayacaktır. Oysa okuyucu okuma amacını belirleyerek buna uygun okuma tekniklerini yerinde kullanırsa okuma hem daha kısa sürede, hem de daha iyi anlaşılacaktır. İnsanların okuma amaçlarını ikiye ayırabiliriz.

[B]SÜREKLİ KULLANILACAK BİLGİ EDİNMEK İÇİN OKUMA[/B]
Ders çalışırken yapılan okuma elbette gazete, dergi okumayla aynı olmaz. Çünkü ders çalışma için ayrılan sürede mutlaka belli bilgiler kalıcı olarak öğrenilmelidir ve unutulmamalıdır. Çünkü bir bilgi ihtiyaç duyulduğunda hatırlanıp kullanılamazsa bir işe yaramaz. Her şeyden önce hangi dersin nerede, ne zaman, ne şekilde, kimlerle, ne kadar sürede nasıl çalışılacağının belirlenmelidir. Bunun için haftalık ve aylık bir plan yapılarak çalışılmalıdır. Yapılan çalışmalarda verimli olma şartı mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Buda aktif okuma yapılmalıdır. Aktif okuma 3 aşamada gerçekleşir:

[B]Ön Okuma:[/B] Çalışma hakkında bilgi sahibi olmak ve ilgi uyandırmak için yapılır. Ortalama 5 dakika ayrılmalıdır.

Çalışılan konunun başlıkları, koyu yazılmış bölümleri varsa özet kısımlar, hızlıca okunmalıdır. Böylece çalışılan konu hakkında bir fikir elde edilmelidir. Bu konularla ilgili sorular hazırlanarak konuyla ilgili neler öğrenileceği tespit edilmiş olur. Bunun en kolay yöntemi başlıkların soru yapılmasıdır. Böylece çalışılan konuya ilgi çekildiği için daha iyi konsantre olunarak çalışmaya daha dikkatli başlanmış olur.

[B]Anlayarak Okuma: [/B]Bütün dikkat okunan metin üzerine verilerek yapılmalıdır. En az 40-45 dakika ayrılarak olur. Yapılan çalışma fosforlu ya da kurşun kalemle işaretlenmesi lazımdır. Böylece daha sonra çalışmak istendiğinde bu işaretlerden yararlanılabilir. Bu işaretlenen yerin daha sonra yazılması yapılan çalışmanın verimini kat kat artırır.

Çünkü yapılan araştırmalara göre 7 defa okumaktan 1 defa yazmak daha iyidir. Bütün bu çalışmalar kesinlikle tam anlaşılmadan geçilmemelidir. Çünkü tam öğrenilmeyen konular çabuk unutulur.

[B]Tekrar:[/B] Çalışılan konuların yapılan çalışmadan hemen sonra %40-50'sinin unutulduğu tespit edilmiştir. Bu unutmanın olmaması için yüksek sesle anlatarak 5 dakikalık bir tekrarın çok büyük faydası vardır. Bu şekilde çalışılan konunun eksiklerini hemen tespit ederek ortadan kaldırmak kolay olacaktır . Bu tekrarlar

a) dersten hemen sonra
b) günlük
c)haftalık
d)aylık
e)dönemlik

yılık şeklinde düzenli olarak yapılabilirse çok faydalı olacaktır.

[U][B]KENDİNİ GELİŞTİRMEK İÇİN OKUMA[/B][/U]

Genellikle bu tür okumalarda gözden geçirme yöntemi tavsiye edilmektedir. Yani okunan metni hızlıca göz gezdirerek ana fikri yararlanılacak düşünceler tespit edilmelidir.

Fakat boş zamanların değerlendirilmesi amacıyla okunan roman, fikir yazısı gibi eserler aktif okuma yöntemiyle okunabilir. Bu tür okumalarda aşağıdaki hususlara dikkat edilmelisidir. Kitap, dergi, gazete gibi kaynaklardan alınan bilgiler kendini geliştirme amaçlıdır. Bu tür kaynaklardan bilgi alırken çoğu zaman ihmal edilen önsöz, giriş, yazarın hayatı ve içindekiler gibi bölümler çok önemlidir. Hususiyle de makalelerde giriş, gelişme, sonuç bölümlerine dikkat edilerek okunmalıdır. Gazeteler ise önce seçmeli okunarak hızlıca göz gezdirilmeli, daha sonra seçilen bölümler dikkatli bir şekilde okunmalıdır.

Bu tür okumalar düşünce ufkumuzu geliştirir. Boş zamanlarımızı daha iyi değerlendirmemize imkan verir. Güzel konuşma becerimizi geliştirir.

Burada dikkat edeceğimiz okuduğumuz metnin zorluk derecesi, bizim için önemi ile ona ayırdığımız sürenin doğru orantılı olmasıdır. Yani sözlük kullanmak icap eden çok zor bir yazıyı hemen bitireceğiz diye acele acele geçersek bir şey anlamadığımız gibi ayırdığımız kısa süreyi de boşa geçirmiş oluruz. Unutmamalıdır ki bu kısa süreler toplanırsa hayatımızda çok uzun sayılabilecek bir zaman eder.

Kısaca ne amaçla okuduğumuzu bilerek o amaca uygun okuma türünü çok iyi tespit edip anlayarak hızlı okumak çok önemlidir.

_________________

[COLOR=blue][B]UYGULAYICIYA NOT [/B][/COLOR]
Konu öğretmen tarafından anlatıldıktan sonra öğrenci parçayı AHOT'a göre okur. Daha sonrada test uygulanır.

sayfanın tam ortasına çizilen hayali bir çizgiye bakılarak satırın başındaki ve sonundaki kelimeleri okuma çalışmaları yapılır.

Bakınız: (kalem, din, nil, akıl, dil, kelime, ırmak, acı, ahot)

[B][SIZE=3][COLOR=red]AKTİF OKUMANIN FAYDASI [/COLOR][/FONT][/B]


İnsanı diğer canlılardan ayıran onu yaratılanların en şereflisi yapan en önemli hususiyeti öğrenebilme, daha mükemmeli daha güzeli bulabilme yeteneğidir. İnek gibi süt verir fakat ondan nasıl peynir veya yoğurt yapılacağını bilmez. İnsan inekten aldığı sütten mükemmel yoğurdu ve peyniri öğrenme yeteneği sayesinde yapabilmektedir.

İnsana bu şerefi veren öğrenme yeteneğinin %83'i okuma sayesinde gerçekleşir. Kağıdın ve matbaanın bulunması bilginin çoğalması ve yayılmasında büyük bir etkiye sahiptir. Günümüzde bilgisayar aracılığıyla bu bilgiler insanlara daha kolay ulaşmaktadır. Artık insanlar hiç yerinden kalkmadan, odasından çıkmadan dünyanın en kaliteli üniversitesini bitiren insanlarla aynı bilgiye sahip olabilirler. Kendini geliştirmek isteyen, başarılı bir öğrencilik geçirmek isteyen günde en az 3 saatini okumaya ayırmalıdır. Bu durumda Türkiye'de üniversiteyi bitiren bir öğrenci hayatının 15 yılını okulda geçirmiş olacaktır. Bir öğrenci günde 3 saatini okumaya ayırdıysa ömründen 2 yıl 6 ay okumak için ayırdı demektir. Üniversiteyi bitirip bir meslek sahibi olan insan ömrü boyunca kendini geliştirmek için okumak mecburiyetindedir. Yine günde 3 saat okursa 60-70 yıllık ömrünün 6-7 yılını okumaya ayırıyor demektir. Bu da okumanın hayatımızdaki yerini gösteren en önemli misaldir. Demek ki şuurlu bir insan mutlaka bu konuyu düşünmeli bu konuda kendini geliştirmek için zaman ayırmalıdır.

Yapılan araştırmalara göre eğitim seviyesine göre değişmekle birlikte ortalama bir okuyucu bir dakikada 150-300 kelime okuyabilmektedir. Oysa bu konuda çalışma yapan bir kişi gayretine göre en azından okuma hızını iki katına çıkarabilmektedir. Hatta bir dakikada 1000-3000 kelime okuyabilecek kadar anlayarak okuma hızını arttırabilmiş okuyucular tespit edilmiştir. Bu da demektir ki normal bir okuyucunun ömrü boyunca 7-8- yıl harcayarak elde ettiği bilgiyi bu okuyucular 1 yıl içinde elde edebilir. Ya da yine 7-8 yıl okurlarsa anlayarak hızlı okuma tekniklerini bilmeyen bir okuyucudan 5-10 kat daha fazla bilgiye sahip olurlar. Bu durum bile aslında başlı başına aktif okumayı öğrenmek için sebep olarak yeter. Fakat biz yine de aktif okumanın bir kaç faydasını şöyle sıralayabiliriz.

1. İster lise, ister üniversite mezunu olalım, ister işçi ister esnaf, isterse de öğretmen, doktor, mühendis olalım ülkemizde ve dünyada olup bitenleri tam ve doğru öğrenmek için bilgilerinizi değişik niteliklere sahip bir çok kaynaktan almalıyız. Bu hayat koşturmacısı içerisinde bunu yapabilmek için de olabildiğince az zaman ayırıp az enerji harcayarak en üstün verimi elde etmek icap eder. Bunu yapabilen kişiler önlerinde yığılı işleri yetiştirememekten şikayet etmeyen daha huzurlu ve mutlu insanlar olurlar.

2. İnsanın hayatta sahip olduğu en değerli hazine zamandır. Fakat insanların büyük bir ekseriyeti bu kıymetli nimetten tam olarak istifade edememektedir. Ellerinden kaçan fırsatı tekrar elde edemeyeceklerini bildikleri halde "Ah şimdiki aklım olsaydı, şunu şöyle yapmasaydım" diye ömürlerini ah-vah ederek boşa geçirirler. Aktif okumayı öğrenmek zamanı en faydalı şekilde değerlendirme imkanı verir.

3. İnsanların tam olarak faydalanamadıkları bir diğer en önemli organı da beyindir. İnsanlar ne yazık ki bu değerli aracı ancak %5-10 kapasiteyle kullanırlar. Dikkatlerini tam olarak toplamadan okudukları konuların çok azını anlayabilirler. Beynin daha iyi kullanılması için anlayarak hızlı okuma yöntemleri öğrenilip kullanılmalıdır.

4. Ömürlerini okul, dershane, özel ders gibi kurumların arasında bir yarış atı gibi çok yoğun tempoyla geçiren öğrenciler ne yazık ki istedikleri, hayallerindeki başarıları elde edememektedirler. Bu başarıyı elde etmek için aktif okuma öğrenilmelidir.

5. Çoğu zaman kendimize ayırdığımız ve eğlenceli olduğunu düşündüğümüz bir zamanı okumak için ayırmak mecburiyetinde kaldığımız için okumak bize çok sıkıcı gelir. Bu durum elde edeceğimiz verimi azaltır. Aktif okumayı öğrenmek okumayı zevkli bir iş haline getirecektir.

6. Aktif okumayı öğrenirsek her şeyi hemen unutuyorum türünden problemleri ortadan kaldırmış oluruz. Böylece daha az çalışarak daha fazla bilgi sahibi olabiliriz.

7. Anlayarak hızlı okuma teknikleri öğrenilirse kendinizi daha gerçekçi tanıyıp hedeflerinizi daha rahat gerçekleştirmek için kendinize güveniniz artacaktır.

____________________

[COLOR=blue][B]UYGULAYICIYA NOT[/B][/COLOR]

Konu öğretmen tarafından anlatıldıktan sonra öğrenciler anlayarak hızlı okuma tekniklerine göre konuyla ilgili parçayı bir defa okurlar. Daha sonra aktif okumanın faydası testi uygulanır.

Ağızda şeker, kalem vb nesnelerle okuma alıştırmaları yapma,

Parmak yada kalemle her okumada daha hızlı okumaya çalışma ödev olarak verilir.


Bakınız: (süt, kalem, dünya, din, nil, insan, hedef, dil, özel, kelime, ırmak, nebî, acı, bilgisayar)

[COLOR=red][B]HIZLI OKUMAYA GİRİŞ [/B][/COLOR]


Bilgi çağını yakalamak isteyen insanlar kendini geliştirmeye mecburdur. Her zaman daha iyiyi, daha güzeli düşünemeyen insan geri kalmaya mahkumdur. Anlayarak hızlı okuma çalışması işte bu amaçla hazırlandı. Bu çalışmanın faydalarından bir kaçını aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.

1. Aynı okuma süresi içinde daha çok okuma imkanı elde etmek. Dünyada 7 yılda bir bilgi iki katına çıkmaktadır. 1 dakikada üretilen yeni bilgi A'dan Z'ye 200 bin sayfalık ansiklopedi etmektedir. Bütün bu bilgilerden haberdar olmak için AHOT' u bilmeliyiz.

2. Daha çok zamana sahip olmak. Üniversiteyi bitiren bir insan 15 yıllık öğrencilik hayatında ortalama 2.6 yıl okuyarak geçirir. 70 yıllık ömründe 7.2 yıl okuyarak geçirmektedir. Bu zamanı en iyi şekilde kullanmak için AHOT' u öğrenmeliyiz.

3. Daha iyi anlama ve hatırlama. Öğrendiklerimizin %85 okumayla elde edilir fakat yalnız okuduklarımızın % 10 hatırlayabilmektedir. Daha fazla hatırlamak için AHOT' u tanımalıyız.

4. İş ve okul hayatında başarılı olma. Üniversite sınavına giren 1.414.823 öğrenciden sadece 179.541'i lisans eğitimini kazanma şansı vardır. Orta öğretim kurumlar sınavına giren 420.246 öğrenciden sadece 3.312 öğrenci fen lisesin kazanabilmektedir. Bütün bu sınavlarda başarılı olmak için AHOT' u kaçırmamalıyız.

5. Bilgi çağına uygun kültür düzeyine ulaşma . Son 25 yılda ortaya çıkan yeni bilgi insanlık tarihinden bu yana ortaya çıkan bilginin üç katıdır. Bu bilgilere sahip olabilmek için AHOT' u görmeliyiz.

6. Karar vermede,olayları algılamada sürat ve intikal yeteneğini arttırma. Beyinin kullanma kapasitesini %10'dan en üst seviyelere çıkarmak için AHOT' u satın almalıyız.

1 dakikada 250 kelime olan okuma hızınızı 1000-2000 kelimeye çıkarmaya hazır mısınız!!


Bakınız: (dünya, din, insan, kültür, dil, kelime, kazâ, acı, gül, ahot, hatırlama)

[SIZE=4][COLOR=red][B]ANLAYARAK HIZLI OKUMA TEKNİKLERİ ( A H O T ) [/B][/COLOR][/FONT]


[B]ANLAYARAK HIZLI OKUMANIN FAYDALARI[/B]
1-Aynı okuma süresi içinde daha çok okuma imkanı elde etmek.
Dünyada 7 yılda bir bilgi iki katına çıkmaktadır. 1 dakikada üretilen yeni bilgi A'dan Z'ye 200 bin sayfalık ansiklopedi etmektedir. Bütün bu bilgilerden haberdar olmak için AHOT' u bilmeliyiz.

2-Daha çok zamana sahip olmak.
Üniversiteyi bitiren bir insan 15 yıllık öğrencilik hayatında ortalama 2.6 yıl okuyarak geçirir. 70 yıllık ömründe 7.2 yıl okuyarak geçirmektedir. Bu zamanı en iyi şekilde kullanmak için AHOT' u öğrenmeliyiz.

3-Daha iyi anlama ve hatırlama.
Öğrendiklerimizin %85 okumayla elde edilir fakat yalnız okuduklarımızın % 10 hatırlayabilmektedir. Daha fazla hatırlamak için AHOT' u tanımalıyız.

4-İş ve okul hayatında başarılı olma.
Üniversite sınavına giren 1.414.823 öğrenciden sadece 179.541'i lisans eğitimini kazanma şansı vardır. Orta öğretim kurumlar sınavına giren 420.246 öğrenciden sadece 3.312 öğrenci fen lisesin kazanabilmektedir. Bütün bu sınavlarda başarılı olmak için AHOT' u kaçırmamalıyız.

5-Bilgi çağına uygun kültür düzeyine ulaşma .
Son 25 yılda ortaya çıkan yeni bilgi insanlık tarihinden bu yana ortaya çıkan bilginin üç katıdır. Bu bilgilere sahip olabilmek için AHOT' u görmeliyiz.

6-Karar vermede,olayları algılamada sürat ve intikal yeteneğini arttırma.
Beyinin kullanma kapasitesini %10'dan en üst seviyelere çıkarmak için AHOT' u satın almalıyız.

1 dakikada 250 kelime olan okuma hızınızı 1000-2000 kelimeye çıkarmaya hazır mısınız!!


Bakınız: (dünya, din, insan, kültür, dil, kelime, kazâ, acı, gül, ahot, hatırlama)

Top