ihya.org

abdulkadir geylani

Abdülkadir-i Geylan-i (K.S) Hazretleri'nden birkaç öz deyiş


1. İnanmıyan bir gonül, içinde kuş bulunmayan bir kafese benzer.
2. Dilinde olanı kalbin desteklemedikçe hakka dogru bir adım atamazsın.
3. Ya Rabbi! Bizim gönül evimize Hiç çekinmeden gir. çünkü, onun içinde senin derdinden başka kimsecikler yoktur.
4. Bir günah işlediğin zaman Allah'ın (c.c) rahmetinden ümidini kesme. Üzerine surülmüş olan günah kirini tevbe suyu ile yıka.
5. Bizden evvelkilerin günesleri battı. Bizim güneşimiz ebedi olarak gök yüzünün en yüce yerlerinde kalacak, batmayacaktır.
6. Bütün azm-u gayretin yeme, içme, giyme ve evlenme gibi basit şeyler olmasın. çünkü bunlar gaye değil gayeye ulaşmak için vasıtadır.
7. Dört şey kalbinin düzelmesine medar olur:
1. Yenilien lokmaya dikkat etmek,
2. İbadet için zaman ayırmak,
3. Kerameti muhafaza etmek,
4. insanı Allah'tan(c.c) alıkoyan şeyleri terketmek.
8. Helal yemek bir nur ise, haram yemek boğucu bir karanlıktır. Hararn yemek kalbi öldür Helal lokrna ise gonlü diriltir.
9. Hiçbir amel ile aldanıp mağrur olma. Çünkü ameller Hatimesiyle (son durumuyla) ölçülür.
10. Dünya denizinde tetik üzere bulun, son derece hassas ol. Çünkü o denizde birçok kimseler boğulup kaybolmuştur.

[COLOR=red][SIZE=3][B]Abdülkaadir Geylani (K.S.) Hazretlerinin, Oğlu Abdürrezzak'a Vasiyyeti[/B][/FONT][/COLOR]


Oğlum! Allah (c.c) bizi de, sizi de ve bütün müslümanları da hayra ve iyiliğe muvaffak kılsın önce AIlah'tan bilerek korkman ve O'na layk-i vechile ibadet etmeni ve Şer'i sınırları korumanı tavsiye ederim. Bilirsin ki bu bizim tarikatımız Kitap ve Sünnet üzere ve bir de gönül selameti, el cömertliği, kalb ayıklığı üzerine kurulmuştur. Ayrıca bu binanın temelinde eza ve cefa etmemek, gelecek olan eziyete katlanmak ve müslüman kardeşimizin bize karşı vukuu bulan bir takım surçmelerini ve kusurlarını bağışlamak vardır. İslam büyükleri ile ilim adamlarına saygılı olmanı, din kardeşlerinle iyi geçinmeni, küçük büyuk herkese hayırhah olmanı, dinine dil uzatanlar müstesna, sair hususlarda kimseye karşı hasmane davranmamamı çekişme ve niza'ı bırakmanı tavsiye ederim. Oğlum, bilirsin ki fakirligin hakikatı, kendi denk ve benzerine muhtaç olmaman, zenginligin de gerçek manası, yine sana denk ve benzer olan kimselerden mustağni [doymuş] kalmandır. Zaten TASAVVUF bir mana ve haldır kiyl-ü kaal degildir. O halde bir fakir gördüğün zaman evvela ona ilimle faydalı olmayı değil de şefkat ve yumuşak huylulukla yararlı olmaya çalış. çünkü ilim ona yabancı gelir şefkat ve yumuşak davranmak ise ona daha dost görünür.Yine bilirsin ki, TASAVVUF sekiz güzel haslet üzerine kurulmuştur:
1. Cömertlik,
2. Rıza (hoşnutluk),
3. Sabır,
4. İşaret,
5. Gurbet,
6. Kaba yün hırka giyinmek,
7. Sıyahat (oruçlu bir vaziyette gezip dolaşmak),
8. Fakirlrik. CÖMERTLİK, bilhassa Allah'ın(c.c) peygamberi İbrahim (A.S.) ın; RIZA, Ishak peygamberin; SABIR, Eyyüb peygamberin; IŞARET, Zekeriyya peygarnberin (1), GURBET, Yusuf peygamberin; KABA YÜN HIRKA, Yahya peygamberin; SIYAHAT, Isa Peygamberin, FAKIRLİK, sevgilimiz, efendimiz, sefaatçimiz Allah'ın(c.c) Nebi ve Resülü Muhammed (A.S)'ın özeliğindendir. Oğlum! Zenginlere, izzet ve şerefini koruyarak arkadaşlık ve dostluk et. Fakirlerle de alçak gönüllülük ile kaynaş. ihlastan hiç ayırlma. Unutma ki ihlas, halkın gördüğünü, göreceğini unutmak, yaradan Allah'ın (c.c) devamlı gördüğünü hatırdan çıkarmamaktır. Sebepler konusunda Allah'ı(c.c) zan altında tutma. Bütün ahvalde Allah'a sığın ve ancak O'nunla karar kıl.: Aramızda hısımlık, sevgi ve sadakat bulunan kimselere güvenerek ihtiyaçlarını yüzüstü bırakrna. (Daima AIlah'a (c.c) güven ve çalış). Fakirlere şu üç şey ile hizmette bulun:
1. Tevazü 2. Güzel ahlak, ve 3. Gönül berraklığı, Nefsini öldür ki yaşayasın. Allah'a(c.c) en yakın olan ahlak, en geniş ve musamahalı olanıdır. Amellerin en üstünü, Allah'tan başkasma iltifat etmemekteki sırra riayet etmektir. Fakirlerle toplanıp birleştiğin zaman birbirinize sabır tavsiye edin, hakkı tavsiye edin. Dünyadan sana iki şey yeter Fakir ile sohbet, Alah dostlarına saygı Bilirsin ki, hakiki fakir, Allah'tan başka hiç bir şey ile zengin, olmaz, hiç bir şey onu tatmin etmez. Ve yine bilirsin ki, kendinden aşağı olanların üzerine atılmak zayıflıktır: Kendinden üstün kimselerin üzerine atılmak gurur ve küstahlıktır. Fakirlikle tasavvuf ikisi de çok ciddi şeylerdir. Bunları ciddi olmayan şeylere sakın karıştırma. İşte bu benim sana ve müridlerden duyabilenlere olan tavsiyelerimdir. Benim bu anlatıp açıkladığım şeyteri anlatmaya ve anlamaya, seni ve bizi ancak Allah(c.c) muvaffak kılar. Allah (c.c) seni ve bizi, Efendimiz Peygamberimiz, şefaatçımız Muhammed (A.S.) hurmetine selef-i salihinin yolunda yürüyenlerden kılsın.. Çokça salat ve selam ta kıyamete kadar O'na ve O'na dosdoğru uyanlara ve eshabına olsun. Hamd de Alemlerin Rabine olsun.. (1) Zekeriyya : «Ya Rabbi! Bana bir alamet ver» dedi, "Alametin, üç gün işaretten başka şekilde insanlarla konuşmamandır." Mealindeki ayet bu işreti beyan eder. (AI-i İmran 41)

Bakınız: (süt, peygamber, ırak, dünya, ahlâk, din, peygamber efendimiz (s.a.v), aşk, allâhü teâlâ, sevgi, nil, yol, insan, vasıta, dil, müslüman, özel, ırmak, şefaat, sünnet, haram, nebî, meal, tevbe, acı, gül)

Abdülkadir-i Geylani (K.S) Hazretlerin'den Tüm Müslümanlara İkazlar


Genç kardeşim, önce kendi nefsinle ilgilen, ona ögut ver, sonra başkasına... Kendi nefsin pürüzleriyle meşgul olmaya bak, onu bırakıp da başkasına geçme!. Dikkat et ki ömründen islah edilmeye muhtaç birkaç günün kalmıştır evet sadece birkaç gün... Kendini bilemiyor, iç alemini anlıyamıyor isen başkasının kurtaramıyacağını bilmelisin... Bu halinle kendini bırakrp başkasına nasıl rehberlik yapabilirsin? çünkü insanlara ancak kalb gözü (basiret) açık olanlar [hakki hak olarak bilip ona uyan bahtiyarlar) rehberlik edip yol gösterebilir; ve onları gunah ve gaflet denizinden ancak iyi yüzmesini becerenler kurtarabilir. Diğer bir tabirle, insanları Allah'a ancak Allah'ı bilen kimseler çevirebilir. Allah'ı bilrneyen bedbahtlar bu ulvi işe nasıl delalet edebilir?. Aklını iyice kullan! Allah'ın kendi mülkünde yaptığı tasarrufta sana söz hakkı yoktur. Zira senin her şeyin O'nundur ve her şey O'nun mükemmel tasarrufunu tam bir idrak içinde sevip yalnız ve yalnız O'nun için amel edeceksin, başkasi için değil... Bu da ancak kalb ile olur; dilin laklakasiyle değil... Unutma ki, tevhid, evin kapısında, şirk de evin içinde bulunursa, bu nifak (Müslüman görünüp de kafir olma)nın ta kendisidir. Bunu gerçek manasıyls kavrayamadınsa, yazıklar olsun sana!. Dilin takva sakırır, kalbin fisk-u fücür çevirir. Dilin şükreder, kalbin ondan yüz dondurur.Buna işaretle Cenab-ı Allah(c.c) kudsi bir hadiste buyuruyor ki : «Ey Ademoğlu! Benim hayru bereketim sana iner. Senin ise şer ve kötülüğün bana yükselir.» Yazıklar ve yine yazıklar olsun sana! Allah'a kul olduğunu iddia edersin. halbuki başkasına boyun eğersin. Hakikaten sen O'nun kulu olmuş olsaydın, sadece O'nun için düşmanlık yapar ve O'nun için dostluk kurardın... Nerede, dostluk ve düşmanlığın nefsinle, dünyalığınla ve nihayet menfaatinle ilgilidir. Artık sen hakk ile olan bu tarz şirki, ikiliği bırak, aziz ve celil olan Hakkı bir bil çünkü eşyayı yaradan O'dur. Bunun aksini düşünecek olursan akıllı sayılmazsın!. AIlah'ın hazinesinde neler yoktur... Her şey orada mevcuttur. Hicr suresi 21. ayetle buna işaret edilerek buyuruluyor ki : Hazinesi bizim katımızda olmayan hiçbir şey yoktur. biz onu ancak belli bir ölçüye göre indiririz. Genç kardeşim, sebep ağını koparıp yırttığın zaman müsebbibe (sebepleri yaradana) ulaşabilirsin. Adeti yırtıp attığın vakit adet senin işin aşılır hale getirilir. Gönülden hizmet edene, hizmet olunur. Itaat edene itaat olunur. iyilik edene iyilik edilir. Yakınlık peyda etmeğe çalışana yakınlıkk hasıl olur... Tevazu eden yükselir. Edep ve terbiyesini güzelleştiren yakınlık görür. Evet güzel edep seni Hakk'a yaklaştırır, kötü edep ise O'ndan uzaklaştırır. Güzel edep Allah'a karşı ibadet ve itaattir. Kötü edep ise O'na karşı bir çeşit isyandır, küstahlıktır. Ey Hak yolcusu! Hesaba arzolunmayı nefsine bırakmak suretiyle geciktirme, ahiret gelmeden önce şu dünyada nefis muhasebesi yapmakta acele et... Bununn dışında mü'min kula sair ahvalde üç şey gerekir :
1 - İlahi emirlere kayıtsız ve şartsız uymak,
2 - O'nun yasakladığı her şeyden kaçınmak
3 - Kadere rıza göstermek... Evet, bir mü'minin yaşayış ve davranışları bu üç halden boş kalmaz. O halde onun bu hava içinde himmetini kalbine gerekli kılması ve bunu nefsine anlatması, sair ahvalinde de azasını bu ölçü içinde kullanması en uygun yoldur Genç kardesim! İmanın. zayıflamaya yüz tuttuğu an, nefsinle ve onun bataklık ve pürüzleriyle ciddi bir şekilde meşgul ol!. Ve bu yolda yürürken seni artık, çoluk- çocuğun, komşun, akraban, şehirlin ve iklimin meşgul etmesin... Çünkü iç alemin. sarsıntı geçiriyor; nefis ile şehvet, iman ve irfana galip gelmiş, durumdadır. Önce bunu düzeltmen lazımdır. Imanın sağlamlaşınca artık sen .çoluk çocuğuna, akraba ve taallukatına, içinde yaşadığın cemiyete yönel... Fakat takva zırhını giyinmedikçe, kalbin üstüne iman tolgasını koymadıkça, elinde tevhid kılıcı ve kuburluğunda duanın kabul okları bulunmadıkça sakın bunların karşısına çıkma. Evet, bu vaziyette tevfik atına bin, savaşa girme ve atılma yollarını, vurmayı, saplamayı, gelen darbelerden korunmayı iyice öğren:.. Sonra Hakk'ın düşmanlarına karşı hamleye geç... Ve işte o zaman sana altı yönden ilahi nusrat (yardrm) gelir. Bu lütfa mazhar olduğunda artık halkı şeytanın elinden kurtarıp alabilir, aziz ve celil olan Hakk'ın kapısına çevirebilirsin. Bu vaziyette onlara cennet ehlinin amelini emreder, cehennem ehlinin işlerinden onları sakındırırsın. Çünkü sen artık cennet ve cehennemin ne demek olduğunu ve bu ikisinin ehlini idrak edebiliyorsun... İşte kim bu makama ulaşırsa, onun kalb gözünün üstündeki keşif perdeler kalkar, altı yönden hangisine bakacak olursa o yöndeki hicapları delip geçer, kalbi baş kaldırınca Arşı ve gökleri görebilir, yere eğince de yer tabakalarını ve ondaki cinlerin meskenlerini rnüşahede edebilir. Bu saydıklarımızın tek sebebi, hakiki iman ve Hakk'a olan marifettir ve aynı zamanda bu ikisinin hikmetini bilmektir. Sen bu makama ulaştığnın zaman halkı Hakk'ın kapısına bırak!. Bundan önce çok dikkatli ol; senden bir şey (günah ve isyan) sadir olmasin!. çünkü Hakk'ın kapısında bulunmadığın takdirde halkı buraya davet edecek olursan bu sadece bir vebal olur, bu vebalin ağırlığı öylesine zor gelir ki ne kadar dayanmak istersen iste yine de çökersin ve ne kadar rif'at (yücelik ve üstün rütbe) elde etmeye çalışırsan çalış hep yitirirsin... Bu halde artık sende salihlerden yana bir haber bulunmaz. Sen sadece kuru laflar eden bir laklakasın, kalbsiz bir dilsin, batınsız bir zahir, halvetsiz bir celvetsin, savletsiz bir cevletsin... Kılıcın tahta, okun kibrittir. Korkaksın, cesaretin yoktur; en basit ok seni öldürür de kıyametin kopabilir. Dikkat et, aramızda bir düşmanlık yoktur ve seni AIlah'ın dininde de yanlış bir yola sevketmiyorum. Ben, meşayihin törpüleyici sözleriyle, gurbet ve fakirliğin sert havasiyle terbiye gördüm: Bu bakımdan benden sana doğru bir söz zahir. olursa sen onun Allah tarafından olduğunu bil ve kemal-i hürmetle al!. çünkü beni konuşturan O'dur. Hakk'a daima uyun, bid'atlere sapmayın....İtaat edin, inad etmeyin... Allah'ı bir bilin, şirke düşmeyin... Hakkı tasdik edin, şikayetçi olmayın... Sabredin, sızlanıp sabırsızlık etmeyin... Sabit kadem olun, bıkkınlık göstermeyin... İsteyin, çekinmeyin... Gözetleyin (Hakkın lütuf ve inayetini bekleyin), ümitsizliğe düşrneyin... Kardeş olun; birbirinize düşman olmayın... Taat üzerine toplanın, dağılmayın ve ayırlmayın... Birbirinizi sevin; buğzetmeyin:.. Günahlardan temizlenin, günah ve isyan bataklğına düşüp kirlenmeyin... Rabbinize dosdoğru kulluk ederek kendinizi süsleyin, O'nun yüce kapısmdan ayrılmayın... O'na yönelin, sırt cevirmeyin... Tevbe edin, nefsinize yazık etmeyin. Gece ve gündüz durmadan kusurlarınızı dile getirip, Yaradanınıza onları arzedin, böyle yapmayı asla ihmal etmeyin... Umulur ki merharnet olunur, saadete erişirsiniz, cehennemden kurtulup cennete yol bulursunuz. Allah'a kavuşur, Darüsselam (selamet yurdur) da üstün nimetlere, bakiye hurilere nail olursunuz... Ve bu hal üzere ebediyen kalır, en güzel vasıtalara biner, hurilerle ve çeşitli , güzel kokularla , gönül alan nağmelerle mest ve hayran olursunuz. Netice olarak, peygamberler. sıddıkler, şehitler ve salihlerle beraber yüce makamlara yükselirsiniz. Mutluluk yolunda ebediyyen yürümek isteyen mü'minler! Vaazettiğimde öğüt almayan dinledikleriyle âmel etmiyen sağırlarla beraber olmayın. Gözü kulağı açık, kalbi uyanık kimselerle beraber olmaya çalışın. Unutmayın ki, dîninizin elden gitmesi dört şeyden dolayıdır ;
1 - Bildiğinizle amel etmiyorsunuz:
2 - Bilmediğinizle amel ediyorsunuz, (ilimsîz amel fayda vermez).
3 - Bilmediklerinizi öğrenmeğe çalışmıyorsunuz, bilgisiz kalıyorsunuz. .[Halbuki beşikten mezara kadar ilim tahsil etmekle emrolundunuz.)
4 - Halkı da bilmediğiniz şeyleri öğrenmekten alıkoyuyorsunuz (âdeta engel oluyorsunuz. İlmin kapısını kapamak, o kapıdan girmek isteyenlere mâni olmak çirkin bir cinâyettir).

Bakınız: (yolcu, süt, lale, peygamber, cennet, davet, kapı, ırak, iman, dünya, şeytan, din, aşk, allâhü teâlâ, hadis-i şerif, yol, insan, akıl, vasıta, dil, müslüman, cehennem, şirk, kader, takvâ, ulvi, tevbe, fısk, acı, şehvet)

Top